CHP Niğde Milletvekili Gürer: Buğday taban fiyatı çiftçinin refahını sağlayacak bir rakam olmalı
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Türkiye’nin gelecekte buğdayda sorun yaşamaması için verilecek taban fiyat, çiftçinin refahını sağlayacak bir taban fiyat olmalıdır. Girdi maliyetleri hep artıyor; mazot, tohum, ilaç, gübre, tarla kiraları ile biçerdöver ve traktörlerin yanı sıra sulama suyu maliyetleri arttıkça, su ve kuru tarım alanlarının tüketimi dışında taban fiyat doğal olarak çiftçiyi memnun edecek bir rakam olmalıdır. Siyasi iktidar girdi maliyetlerine ilişkin bir analiz ortaya koyamadı ve girdi maliyetlerindeki artışı izledi” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, henüz açıklanmayan hububat taban fiyatı ve fiyat beklentileri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Gürer’in açıklamaları şöyle:
“TABAN FİYAT GERÇEK FİYAT OLMALIDIR”
“Tahıl hasadı başladı ama taban fiyat açıklanmadı. Geçen sene mayıs ayında taban fiyat açıklandı. Çiftçi doğal olarak seçim öncesi taban fiyatın açıklanmasını bekledi ama siyasi iktidar fiyatı açıklamadı. Taban fiyat.Bu da çiftçide korku yaratıyor çünkü geçen yıl ton başına 6 bin 400 lira artı eklendi.TMO bin lira primle 7 bin 400 liradan buğday almıştı.Çiftçi taban fiyat bekliyor. Enflasyon ve prim takviyesi beklentisiyle bu yıl ton fiyatı olarak 13 bin lira açıklanacak.2004 yılında ülkemizde 9 milyon 800 bin hektar buğday ekilirken, buğday ekilen alan 6 milyon 800 bin hektara geriledi. Çiftçi buğdayda kazanamadığı için farklı işlere yöneldi.Türkiye’de bu yıl ortalama 20 milyon ton buğday üretimi var.Bitkisel üretimde buğday için bu üretimi 20 milyon 500 bin olarak açıkladı. Mayıs ayı istatistiki tahminleri. Ülkemizde 20 milyon 500 bin ton buğday yetiştirilecek ve bu Türkiye’nin son 10 yıllık ortalamasına yakın bir üretim. Ancak nüfusumuz her geçen gün artıyor. Nüfusumuzdaki artışa rağmen buğday üretimimiz artmıyor. Verimin artmasıyla birlikte ekili alanlardaki azalmaya rağmen buğday üretimimiz ihtiyaç düzeyinde devam ediyor ancak yurt dışından işleme rejimi kapsamında ortalama 8 ila 10 milyon ton buğday ithalatı var. Bu buğdayı da çiftçimiz üretmelidir. Bu buğday yurt dışından ithal edilmekte, bir kısmı un, makarna ve irmik olarak ihraç edilmekte, bir kısmı da iç piyasada kullanılmaktadır.
“GİRDİ MALİYETLERİ SÜREKLİ ARTIYOR”
Türkiye’nin gelecekte buğdayda sorun yaşamaması için verilecek taban fiyatın çiftçinin refahını sağlayacak bir taban fiyat olması gerekiyor. Girdi maliyetleri her zaman artıyor; Mazot, tohum, ilaç, gübre, tarla kiraları, biçerdöver ve traktör maliyetleri ve sulama suyu maliyetleri kuru tarım alanları hariç tutulduğundan, taban fiyatın doğal olarak çiftçiyi tatmin etmesi gerekir. Siyasi iktidar girdi maliyetlerine ilişkin bir analiz üretemeyip girdi maliyetlerinin artışını izledi. Gübrede yüzde 342’ye varan fiyat artışı yaşandı. Makul olan girdi maliyetlerini azaltmaktır. Büyük şehirlerde ekmeğin 10 lira olacağı konuşuluyor. Ekmeğin 10 lira olması, fırıncının maliyetinin artmasından doğrudan etkileniyor. Personel, elektrik, mazot, ulaşım ve maya için kullanılan ekmeklik un dışındaki malzemelerin artması doğal olarak fırıncının taleplerini artırmaktadır.
“VURATIN DAHA UYGUN FİYATA EKMEK ALMASI İÇİN AÇILMALIYIZ”
Özellikle kiralar çok arttı ama fırıncıların ekmek taleplerinin değerlendirilebilmesi için Toprak Mahsulleri Ofisi’nin mutlaka sübvansiyon vermesi ve buğdayı fırıncıya ve un üreticisine daha uygun fiyata vermesi gerekiyor. Nasıl ki yurt dışından getirilen buğdayı nasıl işleme rejimi kapsamında sanayiciye yüzde 300 daha ucuza veriyorsa, burada da fırıncı korunmalı ve böylece vatandaşın ekmeği daha uygun fiyata almasının yolu açılmalıdır. açılacak Girdi maliyetleri düşene kadar fiyatlar düşmez. Çiftçiye refahını sağlayacak bir fiyat verilmezse buğday üretiminden uzaklaşırız ve seneye daha fazla buğday ithal etmek zorunda kalırız. Bu nedenle taban fiyattan alınması gereken fiyat, çiftçinin refahını sağlayacak bir fiyat olmalı ve taban fiyat bir an önce açıklanmalıdır.